3 Eylül 2015 Perşembe

İNSANLIK KIYIYA VURURKEN..

Ben de dahil hemen hemen hepimiz, kıyıya vurmuş minik beden için ağladık, içimiz acıdı, çatal elimizden düştü, bir yumru hem midemize hem de  boğazımıza oturdu. Sosyal medyada yeteneklerimizin elverdiğince paylaştık, yazdık çizdik. Utandığımızı haykırdık. Utandık da.. Herkesin üzüntü ve utancının içtenliğine kendimin ki kadar inanıyorum.

Bütün bir gece uykuda o bebeye elimi uzatıp kurtarmaya çalıştım. Hep nefes nefese sıçrayarak uyandım. Hadi bir sigara , içinden sebep olanlara bilebildiğin en kötü kelimelerle iltifat, yeniden yat, yeniden uzat elini Aylan bebeğe , yeniden o eli yakalayama , sıçrayarak uyanma , sigara, sövme sayma faslı , daha zor uykuyla buluşma ve fasit çemberi yeniden yeniden defalarca yaşama ve sabah yorgunluktan ölü gibi sürünerek kalkma...

Bu benim yaşadıklarım. Biliyorum sizlerde buna benzer şeyler yaşadınız. Keyifsiz uyku, bakır tadıyla uyanma... Çünkü insansınız. Duygularınız, merhametiniz, sevginiz, şefkatiniz var. Annesiniz, baba, abla ,abi , dede , nine gibisiniz.

Mutluluktan yanasınız, haktan , adil olmaktan, insan haklarından, eşitlikten yanasınız. Herkesin bir bayrağı, bir kimliği, onu barındıran vatan toprağı olmasından yanasınız. Barışı savunansınız.
Siyasi hırslar, anlamakta zorlandığımız kavgalar bize göre değil. Biz anlamayız.,

Biz İNSANIZ. Siyasi oyunları. bu oyunlar uğruna öldürmeyi bilmeyiz. Olsa olsa ancak ölürüz, öldürülürüz.
Biz İNSANIZ. Kendi halinde , halk dediğimiz insanların katledilmesini zevkle seyredemeyiz, vur emri veremeyiz , yapmayız, yapamayız .
Biz İNSANIZ çünkü. Biz gencecik insanların ölümüne kahroluruz da " Ölmüştür, geçmiştir" diyemeyiz. Gencecik bedenlerin toprakla buluşmasına kahrolur günlerce kendimize gelemeyiz .
Biz İNSANIZ..
Peki bizim insan olmamızın , sevgimizin, şefkatimizin, adalet duygumuzun, utanıyor olmamızın bir faydası oluyor mu? Kusura bakmayın ben de dahil sadece kendi vicdanımızı rahatlatıyoruz. Çünkü o minik bebeleri denizin karanlık sularında ölüme terkeden sistem biz değiliz. Bizi aşıyor. Devlerin öfkesi çarpışıyor. Aylan karaya vuruyor. Peki hiç mi bir şey yapamayız. Yaparız.

En azından bu kanlı, bu acımasız, bu Aylanlar katili hırsların partneri olmayacakları seçebiliriz

2 Eylül 2015 Çarşamba

BİZ NİYE ÖLDÜK ANNE ?

Annem,

Bana hamile kaldığında sevinip sevinmediğini bilmiyorum.
Beni hasretle bekliyor muydunuz onu da bilmiyorum. Ancak benim için bu sonu hayal etmediğinizi kesinlikle biliyorum.
Annem, eğer hayatta kaldıysan ve bu resmi gördüysen " ki umarım görmek yerine ölmüşsündür. Çünkü bir anne için ölmek bu fotoğrafı yaşamaktan daha katlanılır bir yazgıdır ", bu ölü minik bedenimdeki artık kapanmış gözlerimin  yaşı o denizin sularına karışır. Çok ağlarım senin için annem çok..
Ben oyun oynamak isterdim annem, her çocuk gibi.
Okula gitmek, bazen ödevlerimi oyuna dalıp unutmak da isterdim. Mezun olduğumda senin gözlerinde gurur ve sevincin yaşlarını görmek de..
Biliyor musun belki  ben aşık olacaktım. Onu görünce saçmalayacak, elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeyecek, şapşallaşacaktım. Okuduğum kitaplara sevdiğimin adını karalayacaktım.
Aşıkken bahar başka olacaktı. Yağmurda ıslandığımı farketmeyecektim. Karlarda yuvarlanacaktım, sen " Üşüteceksin " diye kızacaktın bana.
Evlenecektim belki ben anne.. Sen gelinini  hem sevecektin hem de beni paylaşmaktan hoşlanmayacaktın.
Baba olacaktım belki.  Onu sevgimle büyütecektim. Onun kahramanı olacaktım. Çocukların ne denli değerli olduğunu, ilerde yaşayacağı babalığı benden öğrenecekti.
Belki barışı savunacaktım. Dünya sevgi dolu olsun diye çalışacaktım. Kimbilir..

Bunların hiçbiri olmadı annem, olamadı.
Kim bu nefret tohumlarını, sevgisizliği ekti bilmem anacım.
Suçun , öfkenin, nefretin , insan ayrımının ne olduğunu henüz öğrenmemiş, savaşın acımasızlığından haberi olmayan biz çocuklar niye kurban edildik.
Biz niye yüzmek yerine denizin karanlık soğunda boğulduk.
Biz niye öldük anne.?
Biz niye öldük söylesene İNSANLIK...????